SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, yenilenebilir enerji kaynaklarında büyük potansiyele sahip Türkiye’nin, yeşil dönüşümü kalkınma hamlesine çevirebileceğini belirtti.
Ekonomi Gazetecileri Derneğinin (EGD) ev sahipliğinde, iklim değişikliği ve ekonomi ilişkisinin medya bakış açısıyla ele alındığı, basın mensuplarına yönelik İklim ve Ekonomi Konferansı Sakarya’da yapıldı.
İklim ve enerji konularının alanında uzman isimlerce ele alındığı konferansa katkı sağlayanlar arasında Columbia Global Centers İstanbul, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA), KONDA Araştırma ve Danışmanlık, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (IPM), Solar3GW ile ATENA İletişim yer aldı.
Etkinliğin “Güneş ve Rüzgar Bize Yeter mi?” başlıklı keynote konuşmasını yapan Güllü, enerji dönüşümünün iklim kriziyle mücadelede ana unsur olduğunu söyledi.
Güllü, yenilenebilir enerji ağırlıklı, dağıtık, tüketen üreticilerin olduğu, dijital bir enerji sistemine geçişin önemini vurgulayarak, “Enerji dönüşümünün farklı unsurları var. En temel unsuru ise yenilenebilir enerji. Yenilenebilir enerji dediğimizde de güneş ve rüzgar enerjisi ön plana çıkıyor.” ifadelerini kullandı.
Güneş ve rüzgar enerjisindeki güçlü büyümeye dikkati çeken Güllü, “2000-2022 döneminde karasal rüzgar enerjisi kapasitesi dünyada 178 gigavattan 837 gigavata çıktı. Aynı dönemde güneş enerjisi, solar fotovoltaik tam 26 kat artarak 1000 gigavatın üzerine ulaştı.” bilgisini paylaştı.
Güllü, gelecek dönemde bu ivmelenmelerin daha da hızlanmasının beklendiğini, küresel güneş enerjisi kapasitesinin 2026’da doğal gaz kapasitesini, 2027’de ise kömür kapasitesini geçeceğinin öngörüldüğünü anlattı.
Söz konusu kaynaklardaki güçlü artışın nedenine de değinen Güllü, şunları kaydetti:
“Bu artışın temeli aslında iki sebebe dayanıyor. İlki, güneş ve rüzgar enerjisindeki teknolojik gelişmeler ve maliyet düşüşleri. Karasal rüzgar enerjisini değerlendirdiğimizde, 2010-2022 döneminde seviyelendirilmiş elektrik maliyeti yani birim başına düşen maliyet yüzde 69 azalmış durumda. Güneşte ise maliyetler yüzde 89 azaldı. Dolayısıyla bugün güneş ve rüzgar enerjisi, en ucuz enerji kaynakları olarak ön plana çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye gibi enerjide fosil kaynak ithalatına bağımlı ülkeler için bu kaynaklar ekonomik olarak da son derece önemli. Yenilenebilir enerjinin payı elektrik üretiminde arttığı zaman bizim elektrik fiyatlarımız da ucuzluyor.”
Güllü, “İkincisi, bunlar yerli kaynaklar ve enerji arz güvenliği için çok önemli. Bunu en son Rusya-Ukrayna krizi sırasında gördük.” dedi.
Türkiye’nin büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkati çeken Güllü, “Türkiye, büyüme hedeflerinden ödün vermeden karbonsuzlaşabilir. Dünyada diğer ülkeler de karbonsuzlaşırken büyümesini durdurmuyor. Hedef, bu büyümeyi başarırken bir taraftan da karbonsuzlaşmayı, yeşil dönüşümü bir kalkınma hamlesine çevirebilmek.” değerlendirmesinde bulundu.
Güllü, yenilenebilir enerji ağırlıklı sisteme geçişin ciddi yatırım ihtiyacını gerektirdiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bizim hesaplarımıza göre, Türkiye’de sadece elektrik sektörünün karbonsuzlaşması için yıllık 15 milyar dolarlık bir yatırım ihtiyacımız var ancak merkezinde enerji ve dijital dönüşümün yer aldığı ‘yeşil yeni düzen’ diye de adlandırılan yeşil dönüşüm, bir taraftan yatırım ihtiyacını arttırırken diğer taraftan da yatırım kaynaklarını çeşitlendiriyor ve fazlalaştırıyor. 2030 yılına kadar Türkiye’de enerji sektörü için gereken finansman, dünyada bu dönemde oluşturulacak kaynakların yaklaşık 1000’de 5’ine tekabül ediyor.”
Türkiye’nin doğru politikalarla yeşil finansman stratejisi geliştirerek düşük karbon yoğunluklu ve yüksek katma değerli, yüksek teknolojili üretime geçmesi gerektiğini ifade eden Güllü, “Bu finansal kaynaklara ulaşmamız, bu durumu bir fırsata çevirmemiz ve Türkiye’nin büyümesini, kalkınmasını desteklememiz mümkün.” diye konuştu.
“Kalkınma politikalarını belirlerken iklim krizi meselesi göz ardı edilmemeli”
EGD Yönetim Kurulu Başkanı Recep Erçin de etkinliğe ilişkin değerlendirmesinde şunları kaydetti:
“Bugün kalkınma politikalarını belirlerken iklim krizi meselesi göz ardı edilmemeli. Biz ekonomi gazetecileri de iktisadi gelişmeleri bu çerçeveden bakarak haberleştirmeliyiz. Bu kapsamda meslektaşlarımızın temel bilgilerden ve son gelişmelerden haberdar olması için konferansı düzenlemeye karar verdik.”