Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) tarafından “Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası-3: Dönüşümün Takvimi ve Coğrafyası (2020-2050)” başlıklı rapor yayımlandı.
İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, raporun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin sera gazı emisyonlarının 1990’dan bu yana yüzde 57 artarak 564 milyon tona ulaştığını söyledi.
Şahin, Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonunun yüzde 80’inin karbondioksit (CO2) emisyonu olduğuna ve karbon emisyon miktarının 452 milyon ton olduğuna işaret ederek, Türkiye’nin, dünya karbon emisyonu sıralamasında 175 ülke arasında 13. sırada bulunduğunu bildirdi.
Ümit Şahin, Türkiye’nin karbon emisyonunun 1990’a kıyasla 2 katına çıktığını, son bir yılda yüzde 10’a yakın arttığını söyledi.
Kişi başı emisyon dağılımına bakıldığında Türkiye’nin dünya ortalamasının biraz üzerinde kalarak 64. sırada yer aldığını aktaran Şahin, “Tarihsel emisyon sıralamasında da 26. sıradayız. Bu da Türkiye’nin diğer gelişmiş ülkeler arasında sorumluluğunun daha az olduğunu gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Şahin, 2021 rakamlarına göre, en çok karbon salımı yapan ülkelerin sırasıyla yüzde 31 ile Çin, yüzde 13,5 ile ABD ve yüzde 7,3 ile Hindistan olduğu ve dünyanın toplam karbon emisyonunun yüzde 52’sini sadece bu ülkelerin oluşturduğu bilgisini paylaştı.
Türkiye’nin 2015’teki 1. Ulusal Katkı Beyanı’nın (NDC) geçen sene güncellendiğini anımsatan Şahin, “Türkiye’nin 2030’a kadar emisyonlarını yüzde 32 azaltmaya denk gelen bir azaltım hedefi olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Net sıfır hedefi doğrultusunda yenilenebilir enerji kurulu gücü hızla artacak
Türkiye’de, Paris Anlaşması’na uygun olarak 2053’te net sıfır emisyon hedefi belirlendi. Sabancı Üniversitesi İPM öncülüğünde, 2019’da başlatılan çalışmalar kapsamında, Türkiye’nin 2050’ye kadar nasıl karbonsuzlaşması gerektiği konusunda örnek bir yol haritası üzerinde bir dizi modelleme yapıldı ve raporlar yayımlandı. Çalışmalar başladığında henüz 2053 net sıfır hedefi ilan edilmemiş olduğundan net sıfır için hedef yıl olarak 2050 seçildi.
Raporda, Türkiye’nin 2053’te net sıfır ulusal hedefine uygun olarak oluşturulan Net Sıfır Senaryosu’nda, ülkede elektrik, ulaşım, binalar, sanayi ve diğer üretici sektörlerde karbon emisyonlarının 5 yıllık aralıklarla nasıl bir seyir izleyeceği ele alındı.
Rapora göre, elektrik sektöründe net sıfır hedefi doğrultusunda yenilenebilir enerji kurulu gücü hızla artacak. Dönüşümün gerçekleşmesi için gerekli sistem esnekliğini sağlamak için, mevcut sistemde bulunmayan depolama sistemleri, pompajlı hidroelektrik santrali ve batarya depolama teknolojileri hızla devreye girecek. Esneklik mekanizması olarak kullanılabilecek uluslararası enterkoneksiyon hatlarının net transfer kapasitesi 2050’de 9,22 gigavat olacak.
Net Sıfır Senaryosu’nda, 2020’den sonra, rüzgar ve güneş kurulu gücünde hızlı artış yaşanacak ve 2040’tan sonra düşük miktarlarda da olsa konsantre güneş ve deniz üstü rüzgar kapasiteleri sisteme eklenecek. Senaryoda kara ve deniz üstü rüzgar kurulu gücü 2050’de 62 gigavatı aşacak, güneş enerjisi kurulu gücü ise 2050’de 193 gigavata ulaşacak. Aynı dönemde jeotermal enerjisi kurulu gücü 5,5 gigavat, biyokütle 16 gigavata çıkacak. Hidroelektrik santrallerinin kurulu gücü ise 2050’ye kadar 44 gigavat olacak.
Raporda yer alan senaryo kapsamında, modern yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimdeki payı 2020 yılında yüzde 17’den 2050’de yaklaşık yüzde 80’e yükselecek, fosil yakıt kaynaklarının üretimdeki payı ise hızla azalarak 2020 yılında yüzde 58’den 2050’de yüzde 7’ye düşecek. 2050’de, elektrik üretimi içinde hidroelektrik santrallerinin payı yüzde 11, nükleer enerjinin payı ise yüzde 5 olacak.
Bu kapsamda, taş kömürü ve linyitle çalışan bütün termik santraller 2030’ların ilk yarısında devreden çıkacak, 2035-2040 arasında 1,3 gigavat kurulu güce sahip ithal kömürle çalışan bir santral açık kalacak. Net sıfır hedefine ulaşmak için kömürlü termik santrallerin tamamı 2040’tan önce kapanacak.
Elektrik sektöründen kaynaklanan karbon emisyonlarının azalmasıyla 2020’de 135 milyon ton karbondioksit olan emisyonların 2050’de 18 milyon tona gerilemesi bekleniyor.